içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

TAMAM ANLADIK DA...

Tamam anladık!
Faizi düşür, TL mevduatı yatırıma yönelsin, devletin faiz yükü hafiflesin!

Tamam anladık!
Dövize müdahaleyi bırak, faizi düşür, yüksek döviz kuru ile ihracat yap, cari açığı kapat!

Tamam, bu niyeti anladık ama şunu anlamadık, anlatacak bir muhatap da bulamadık.

Faizin düşmesinin şu an tek faydası devletin kısmi faiz yükünden yırtması.
Fakat bu kez TL'ye güvenin olmaması, menfaat alışkanlığı oluşturduğunuz toplumun kronik davranışına dönüşüyor.

Kooperatif, banka veya devletin farklı kurumlar ile verdiği kredileri bile ya dövize, ya altına, ya borsaya, ya hammaddeye bağlayan alışkanlık yapmış tiplerle, faizi indirerek TL'yi üretime yönlendirebilir misiniz?
Elbette hayır.

TL'den çıkan dövize veya altına yöneliyor, kurun yükselişi engellenemiyor.

Oysa faiz dolara yönelimi engellerken, maliyet enflasyonunu da bir nebze frenliyor.

Ancak hükümetin en çok dayandığı nokta ise ihracat.
Fakat orada durum hiç de görüldüğü gibi değil.

Sanırsınız biz ürünü 1 liraya malediyor, 10 liradan satıyoruz.

Sanmak en büyük hatamız.
Ürünü bizden ithal eden yabancılar ürünün önce iç piyasa fiyatını araştırıyor.
Ürün 10 TL ise 1 doların daha altından, USD-TL kurunu hesaplayarak sürüm fiyatı ile ürünü ithal ediyor.

"Benim param güçlü, zaten ucuza geliyor" demiyor.
Kimse parasını güçlü bile olsa har vurup harman savurmıyor.

Bu durum, ihracat ürünlerimizin büyük bölümünde böyle.
Yani gerçekler sanıldığı gibi değil.

Sadece bazı dışa bağımlılığı az yerli ürünlerde ihracat karlı seviyede...
O da mobilya, inşaat malzemeleri vb. ürünler.

Bu kez de dış piyasaya yönelen bu ürünler nedeniyle iç piyasada arz azalıyor, ülkemizde fiyatlar yükseliyor.

Zaten maliyet enflasyonu yüksek iken, bu kez de daralan arz, enflasyonu daha da tetikliyor.

Bu durumdan mutlu olanlar da yok değil.
Hükümet, devrin zenginlerini oluşturuyor, parası olan en keyifli günleri yaşıyor.

TL'de kalmadığın sürece paran katlanıyor.

Paranı hammaddeye bile bağlasan, oturduğun yerden vurgun yapıyorsun.

Üretim denen gerçekten uzaklaşırken, ülkenin yatırım risk seviyesi giderek yükseliyor, bunun adına ise "Ekonominin kitabını yazdık" diyerek cevap veriliyor.

Bu kitabı okuyup yaşadığı güne şükredenler...

Kitabın sayfalarını çevirip milyonuna milyon eklenenler...

Sayfalar arasında kaybolup fakirliğin yalnızlığını hissedenler...

Kitabın sadece kapağına bakıp alay edenler çoğalıyor.

Bence hükümet, vatandaşın yastık altındaki varlıklarına güveniyor.

Bir anlamda yastık altındakilere, "paranız bu ortam sayesinde artıyor" mesajını veriyor.

Vatandaş, yastık altındaki kıymetli varlığın değerinin arttığını güşünürken, aslında hızla eridiğini, artışın hazzı ile fark etmiyor.

Paranın değerinin kalmadığını ev almak, araç almak, yuya kurmak, tatile gitmek için harcadığında fark ediyor.

Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum