Subaşı: “Devlet eliyle hile yapılıyor”
Subaşı; “Yandaşa iş yaratmak için koca bir vadide tarımsal üretim ve canlılar yok sayılıyor. Korkuteli Barajını besleyen Dereköy Su Havzası’nın yok olacağını da umursamıyorlar”
Hasan Subaşı Kömür ocağı için işletme ruhsatı verilen Dereköy Yaylası’na çıktı. “Devlet eliyle hile yapılıyor” dedi.
Subaşı; “Kömür ocağı iki köy ve altı yaylanın yaşam alanını yok eder”
Subaşı; “Yandaşa iş yaratmak için koca bir vadide tarımsal üretim ve canlılar yok sayılıyor. Korkuteli Barajını besleyen Dereköy Su Havzası’nın yok olacağını da umursamıyorlar”
İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Korkuteli Dereköy’de mülkiyeti vatandaşa ait meyve bahçeleri ve meraların bulunduğu alanda Kömür Madeni işletme ruhsatı verilmesine karşı çıkan muhtar ve köylülerle birlikte oldu. Çevreci Hediye Gündüz'le bir süre sohbet etti.
Subaşı, eylemlere öncülük eden, meclis konuşmalarında tebrik ettiği “Adalet arıyoruz” diyen kadınlara seslenerek; ‘‘Kömür ocağı altı yaylanın ve iki köyün yaşam alanını yok eder. Şimdi tüm gerçekler ortada. Yandaşa kömür ocağı yaratmak için devlet eliyle her türlü hileye başvuruluyor. Buna izin vermemeliyiz” dedi.
İYİ Parti Korkuteli İlçe Başkanı Cemal Tınkaz ve üyeleri ile birlikte Bakanlık tarafından Turkuaz Linyit Kömür İşletmeleri A.Ş’ne işletme ruhsatı verilen Dereköy Yaylası’na çıkan Hasan Subaşı, Muhtar Taner Yaşar ve kadınlar ağırlıklı köylüler tarafından pankartlarla karşılandı. Burada konuşan Subaşı, “Antalya Korkuteli Barajı 15 köyün tarımsal sulamasını yapan ana su kaynağı ve tek su kaynağıdır. Korkuteli’nin 15 köyünün geçim kaynağı olan tarımsal üretimde, Korkuteli Barajının suları kullanılmaktadır. Dereköy Yaylasında açılmak istenen kömür madeni, 6 yayla ve iki köyün yok olması yanında Korkuteli Barajına inen su kaynaklarına, tarım arazilerine, bahçelere, hayvanları otlattıkları meralara, orman ve hayvanlara zarar verecektir. Üstelik bu zarardan bölgedeki 14 Mahalle de etkilenecektir” dedi.
Subaşı; Anayasa’nın 56. Maddesini de hatırlatarak; Anayasamıza göre çevreyi ve yaşam alanını korumak önce devletin sonra yurttaşın görevidir. Eğer devlet korumadığı gibi fütursuzca talana, tahribe yol açıyorsa, yaşam alanınızı korumak çevre sakinlerinin ve her yurttaşın görevidir. Meclis konuşmalarımda İkizdereli ve Dereköylü kadınların bu mücadelesini övüyorum. Denizlerimiz, ormanlarımız, su kaynakları ve tarım alanları hoyratça kullanılıyor, ranta kurban ediliyor. Kadınların yaşam alanlarını korumaktaki mücadelesine katılmak destek olmak hepimizin görevi olmalıdır” diye konuştu.
ÇED Raporu gerekmez mi?
Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, İşletme ruhsatının verilmesinden sonra, kamu kurumlarının adeta izin yarışına girdiğini hatırlatarak, “önce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü hiçbir belgeye dayanmaksızın, Yasadaki açıktan yararlanarak işletme ruhsatı verilen 1972 hektar alanının sadece 40 hektarında madencilik yapılacağını gerekçe gösterip ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi ’ne (ÇED) gerek olmadığı kararı vermiş. Ardından, geçen yıllarda bu bölgede kanallarla tarım alanları için su getiren, yatırım yapan DSİ ve Tarım İl Müdürlüğünün aralarında bulunduğu Antalya Toprak Kurulu, ‘burası birinci sınıf tarım alanıdır’ kararından dört ay sonra talimatla kararını değiştirilip ‘tarım yapılamaz’ kararı vererek kamu vicdanını sızlatmıştır” dedi.
Devlet eliyle hile…
Daha sonra Dereköy yaylasını köylülerle birlikte karış karış gezen Hasan Subaşı, “1972 Hektarlık bir doğa harikası alanın tümü tarım alanı, üstelik devlet havuz ve kapalı sistem sulama yatırımı yapmış ve yemyeşil kayısı kiraz bahçeleri oluşmuş, çevrede altı yaylak, iki köy ve beş binin üzerinde hane var. Çevrede altı yaylada on binlerce küçükbaş hayvancılık yapılıyor. Bu ovada çevrenin suları toplanıp Dereköyü oluşturuyor bu dere çevresine hayat veriyor hem içme suyu hem de sulama suyu. Ardından Korkuteli barajına dökülüyor ve besliyor. Bu bölgede açılacak bir kömür ocağı 14 köyü çöle çevirir” dedi.
Köylülerin eylemine kadınların ellerindeki pankartlarla öncülük ettiğine dikkat çeken Hasan Subaşı bölge sakinlerine yaptığı konuşmada da şunları dile getirdi: “Şimdi tüm gerçekler ortada. Yandaşa kömür ocağı yaratmak için devlet eliyle her türlü hileye başvuruluyor. Alan miktarı az gösterilip, ÇED raporu gerekmez raporu veriliyor. Toprak Kurulu’nun dört ay önce verdiği; ‘Burası birinci sınıf tarım alanıdır’ raporu her ne olduysa Ankara’dan gelen talimatla değiştirilip ‘Burada tarım yapılamaz’ raporu veriliyor. Bu eylemler hangi vicdana sığdırılabilir. Yandaşa iş alanı açmak için doğayı hiçe sayan, Devlet eliyle bu hileye başvuranlara artık ‘Dur’ deme zamanı gelmiştir. Kadınlarımızın bu konuda öncülük yapması beni son derece gururlandırdı. O’nları başladıkları hiçbir işi yarım bırakmayacaklarına inanıyorum. Dereköy Yaylasında kömür ocağı yapımına izin vermeyeceğiz” dedi.
Çobanın barakasında çay ikramı
Her yıl 9-10 ayını bu yaylada geçiren çocukları ile birlikte çobanlık yapan Arife Koç, Subaşı ve beraberindekilere barakasında çay ikram etti. Arife Çoban’ın kurduğu basit bir güneş enerjisi sistemi ile, elektrik üretip TV izlediğini gören Subaşı Koç ailesini tebrik etti. Daha sonra muhtar Taner Yaşar’ın evine konuk olan Subaşı’na kahve ve bölgenin meyvelerinden kiraz ve kayısı ikram ettiler
Tarih: 23-06-2021