Fobi  kelimesi eski Yunanca'daki ‘phobos’ kelimesinden gelen, belirli durumlar karşısında yaşanan baskı ve  endişeler için kullanılan kelimedir diyebiliriz. Ayrıca fobi, toplumlarda görülen bir anksiyete bozukluğudur.

Bu konuda okuduğum bir yazı, beni düşündürdü. Yazıyı yazan, birkaç yurtdışı ülkelere seyahat yapmış emekli bir savcı. Kaldığı İngiltere, Almanya ve İtalyadaki  otellerin komidinlerinin  çekmecelerinde İngilizce,Almanca, İtalyanca İNCİL’ler olduğunu bahsediyor. Yazıdaki en dikkat çeekici paragrafta, İncillerin ilk sayfalarında  “EY RAB,KONSTANTİNA'YI BİZE İADE EYLE, YAVRULARIMIZI DA” yazıyormuş.

Demek ki batının KOSTANTİNİYE FOBİSİ devam ediyor. Asıl konu ise ‘ YAVRULARIMIZI DA’ cümlesi.

Bu cümleleri merak edip, dini inancı Ortodoks Hristiyan olan bir Rus bilim adamına soran savcımızın, aldığı yanıt, çok düşündürücü. Bilim adamının cevabını aynen yazıyorum; “Belki İstanbul’u kaybetmekten Hrıstiyan alemi bu kadar rahatsız değildi, ama Osmanlı İmparatorluğu döneminde uygulanan bu ‘DEVŞIRME’ sistemi ile Hrıstiyan çocuklarının, en gürbüzlerini katırların sırtındaki sepetlere koyup, önce Çanakkale’ye, sonra da Bursa’ya götürdünüz ve sonra da orada sünnet ettirip, Müslüman yaptınız. Çabuk öğrenen ve beyni güçlü olan DEVŞİRME çocukları da ENDERUN’a yolladınız, orada okusun bilim öğrensinler diye. Pazusu güçlü ve kuvvetliyse, onları YENİÇERİ OCAĞI'na gönderdiniz, İyi savaşmayı, iyi savunmayı öğrensin, sağlam bir asker olsun diye.Sonra bir savaş zamanında o Yeniçerilere savaş meydanında HRISTİYANLARI KIRDIRDINIZ.“

İşte bu yanıt herkesi düşündürmeli. Demek ki batılılar, 17. Yüzyıla kadar Osmanlının uyguladığı devşirme sistemini unutmamış ve beelki de aynısını üzerimizde FETO örgütlenmesiyle uygulamaya koymuş.  Bence mümkün. Çünkü FETO örgütlenmesinin bir nevi beyin yıkama hareketi olduğu ve insanların örgüte bağlı Hle getirildiği aşikar.

Şimdilerde ise Suriye ve son dönemlerde Afganistanlı göçleriyla karşı karşıyayız. Belki de Demokrafik yapımız değiştirrilmek isteniyor. Milli hassasiyetlerimiz yok edilmek isteniyor. Bir ülkenin milli dili, milliyetine mensubiyet hissi bozulunca adeta ele geçirilmiş sayılabilir. Bu örneklerii geçmişin Sovyetler birliğinde ve de yakın tarihte Çin’de Uygur Türkleri üzerindeki uygulamalarda görüyoruz.

Batılıların geçmişe dönük fobileri varsa, artık bizim de yaşanan FETO kalkışması sonrası ve de Suriyeli ve Afganistanlı göçler ile FOBİLERİMİZİN olması gerek.
Fobilerimizin olması yetmez. Dikkatli ve temkinli olmamız gerek. Terihi en güçlü Türk devletlerinin nasıl yıkıldığını bilerek, Orhun abidelerinde yazdığı gibi, TİTREYİP  KENDİMİZE DÖNMEK için geç kalmayalım.

Cengiz Savaşeri