içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

YAVAŞ ÖLMEK

Pablo Neruda "Yavaş yavaş ölürler seyahat etmeyenler, okumayanlar, her gün aynı yolda yürüyenler, müzik dinlemeyenler, yüreklerinde hoş görüyü barındırmayanlar" demiş. "Peki biz hızlı mı ölelim" diye aklımızdan geçmiyor değil.


Peygamberimiz bile demiş "her günü aynı olan zarardadır" diye, yani her gün kar etmek zorunda değiliz ama zarar da etsek bazen riske girmek zorundayız. Yaşadığımızı anlamanın zaten başka da yolu yok. Yaşamımız her gün rutin şekilde aynı gidiyorsa, aynı yoldan işe gidip aynı yoldan aynı saatte dönüyorsak, işyerinde hep aynı işi yapıyorsak aslında zarardayız. Hele bir de bu durum aman bozulmasın, istikrar sürsün, kriz çıkmasın gayretindeysek değişime hepten kapalıyız demektir ki bu en tehlikelisidir.


Evet yavaş ölür her günü aynı olanlar ve aslında ölüden de çok farkları yoktur. Sadece üzerlerine toprak atılmamışlardır ve onlar bunun farkında değildir, hoş zaten ölünce de ölü öldüğünü fark etmez yaşayanlar onun öldüğünü anlar. Zaten tek düze yaşayanların da yokluğu aynı şekilde hiç fark edilmez, bu dünyadan yok olup giderler.


Rutini değiştirmek bizim elimizde, bu pahalılıkta geçim sıkıntısında nasıl yapabiliriz, biz anca karnımızı doyuruyoruz, yaşamımızı, çocuklarımızın yaşamını riske atamayız diyenleri duyar gibiyim. Ama yaşamak ama adam gibi yaşamak için çok paraya, pahalı evlere, arabalara, eşyalara ihtiyaç yok. Şöyle düşünün evdeki televizyonun parası ile kaç kitap alınırdı veya arabanın parası ile kaç seyahat yapılırdı, daha küçük daha ucuz evde yaşasaydık kaç kişiye yardım yapar kaç kişinin gönlünü kazanırdık, kaç kişinin yaşamını değiştirebilirdik.


Mesela bir gün ne kadar uzak olursa olsun işe araba yerine yürüyerek gidin, yolda ne çok ayrıntıyı yakalayacaksınız, araba ile giderken gözünüze çarpmayan ama yürüyünce ilginiz çeken o kadar çok yer, obje, insan, hayvan ve manzara ile karşılaşacaksınız ki kendiniz bile inanamayacaksınız. Belki kendiniz Marko Polo gibi bile hissedenleriniz olacak.


Her hafta televizyon seyretmek yerine bir kitap okuyun ve okuduğunuz kitap hakkında yorum yazın. Bildiklerinizi gördüklerinizi paylaşın, inanın bilgi paylaşıldıkça çoğalıyor. Elalem ne der, eleştirilir miyim, işten atarlar mı, amirlerim kızar mı diye düşünerek korkarak yaşamayın, neyse içinizden geçen yazın, tartışın, düşüncenizi savunun, inan ki yaşadığınızı o zaman anlayacak ve çok şey kazanacaksınız.


Azla yetinin, azla yetinenin zorunlu ihtiyacını gidermenin dışında bir şeye ihtiyacı olmayan kişiler kapitalist dünyanın esiri olmazlar ve gerçek ihtiyaçlarına yani yavaş ölmek yerine yaşam ihtiyaçlarına daha çok para ve zaman ayırabilirler, iktidarlar ve kapitalist sistem sizi yavaş yavaş öldürüp yaşamınızı çalarak sizi sömürmek ister, buna uymamanın yolu gerçek ihtiyaçlarını belirleyip onların düzenine baş kaldırmaktır.


Sizi pahalı okullar, pahalı arabalar, pahalı evler, pahalı giysiler, pahalı mücevherler mutlu etmez, yaşamanızı da sağlamaz, hele bunlar için borca girip yaşamı iyice çekilmez yapmak yavaş yavaş ölmek için ilk adımı atmak demektir. Evet hızlı yaşayıp genç ölmeyelim ama yaşamın da tadını çıkararak mümkünse iz bırakarak gönüller kazanarak yaşayalım. Eninde sonunda öleceğiz, yaşamı ertelemeden tadını çıkartmak lazım.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum