İklim Krizinin Yükü Çocukların Omuzunda

İklim aktivisti lise öğrencisi Melisa Akkuş: “İklim krizi aslında çocuk hakları krizi ve ihlalidir”
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü ve BİLGİ’li Çocuk Gelişimciler Kulübü tarafından “İklim Değişikliğinin Yükü Çocukların Omuzunda: Çocuk Hakları Bağlamında İklim Krizi” başlıklı bir etkinlik düzenlendi. BİLGİ Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Didem Elitez moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlikte, Eğitim Reformu Girişimi’nden Burcu Meltem Arık, Avukat Özge Üstün ve iklim aktivisti lise öğrencileri Melisa Akkuş ile Duru Barbak söz aldı. İklim krizi aslında çocuk hakları krizi ve ihlalidir diyerek konuşmasına başlayan Melisa Akkuş; “Bir milyar çocuk yoğun hava kirliliğine maruz kalıyor. Bütün rakamlar ortadayken iklim krizine yönelik politikaların yürürlüğe konmaması büyük bir adaletsizlik” dedi

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü tarafından düzenlenen “İklim Değişikliğinin Yükü Çocukların Omuzunda: Çocuk Hakları Bağlamında İklim Krizi” başlıklı etkinlik, BİLGİ Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm  Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Didem Elitez moderatörlüğünde, Eğitim Reformu Girişimi’nden Burcu Meltem Arık, Avukat Özge Üstün ve iklim aktivisti lise öğrencileri Melisa Akkuş ile Duru Barbak’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Bir milyar çocuk tehlike altında
Etkinlikte söz alan iklim aktivisti lise öğrencisi Melisa Akkuş, “İklim krizi aslında çocuk hakları krizi ve ihlalidir. İklim adaletsizliği ve iklim krizi ülkemizde giderek derinleşiyor. Bunun temelinde bir hak ve adalet sorunu yatıyor. Unicef tarafından yayınlanan son rapora göre; dünyada bir milyar çocuk iklim krizi nedeniyle tehlike altında. Son raporlara göre; 240 milyon çocuk kıyı taşkınlarına, 330 milyon çocuk nehir taşkınlarına, 400 milyon çocuk kasırgalara, 600 milyon çocuk vektörlere ve bulaşıcı hastalıklara, 815 milyon çocuk kurşun kirliliğine, 820 milyon çocuk yüksek sıcaklıkta hava dalgasına, 920 milyon çocuk su kıtlığına ve bir milyar çocuk yoğun hava kirliliğine maruz kalıyor. Bütün rakamlar ortadayken iklim krizine yönelik politikaların yürürlüğe konmaması büyük bir adaletsizlik” dedi. Akkuş konuşmasını Osho’nun sözleriyle şöyle sonlandırdı: “Sen dünyasın, sen değişirsen dünya değişir.” İklim aktivisti lise öğrencisi Duru Barbak ise “İklim krizinden en çok etkilenenler  gelir düzeyi düşük ülkelerin, ailelerin çocukları. Her yerde bir adaletsizlik var” dedi. Barba konuşmasında herkesi iklim kriziyle mücadeleye davet etti.

Eğitim sistemi iklim kriziyle birlikte düşünülmeli
Eğitim Reformu Girişimi’nden Burcu Meltem Arık; “Türkiye iklim krizinden en yoğun etkilenen ve ciddi afet tehlikelerini aynı anda barındıran bir ülke. Özellikle büyük bir su krizi bizleri bekliyor. Pandemi döneminde de görüldüğü üzere, eğitim politikalarımızın afetleri ve iklim krizini içermekten uzak oluşu eğitim sistemini oldukça kırılgan hale getiriyor” dedi. Eğitim sistemindeki sorunlara dikkat çeken Arık; “Türkiye’de 18 milyon öğrenci, 1 milyon öğretmen var. Ancak maalesef tek tip bir müfredatımız, okul, başarı ve sınav sistemimiz var. Tüm öğrencilerin beklenti, ihtiyaç ve potansiyelleri aynıymışçasına aynı sisteme dahil ediliyorlar. Eğitimin amacının ne olduğunun sorgulanarak baştan yapılandırılması gerektiğine inanıyorum” dedi. Çözüm önerilerini sıralayan Arık; “Müfredatı değiştirmenin yanı sıra eğitim sistemini iklim kriziyle birlikte düşünmek, somut uygulama politakaları oluşturmak, eğitim ortamlarında sosyal mekansal adaleti içeren, kapsayıcı, bütünsel bir dayanıklılık mekanizması kurmak öncelikli gündem maddelerinden olmalı. Eşit haklara sahip paydaşlar olarak eğitimin tüm paydaşlarını bulundukları yerin ihtiyaçlarını bilen, anlayan, dinleyen ve karar alma süreçlerine etkin vatandaşlar olarak katılabilmelerini sağlayan sistemler kurulmalı” dedi. Arık konuşmasını “Bilginin demoktratikleşmesi ve tüm çocuklar için erişilebilir olması gerekiyor” diyerek sonlandırdı.

Çocukların hakları ihlal ediliyor
Avukat Özge Üstün; “En büyük hatamız yaş üzerinden bir sınıflama yaparak çocukları ötekileştirmemiz ve onları birey olarak kabul etmeyişimiz” dedi. Üstün sözlerine şöyle devam etti: “Paris İklim Anlaşması’nın imzalanmasıyla kamuoyunda bir rahatlama oldu ancak henüz hiçbir somut adım atılmadı. Türkiye’nin ciddi bir iklim strateji planı ortaya koyarak 2050 vaatlerini açıklaması gerekir.” Hak ihlallerine dikkat çeken Üstün, “Çocukların sağlıklı, sürdürülebilir, temiz çevre hakkı, gelişme ve yaşam hakkı, sağlık hakkı, kültür hakkı ve en önemlisi katılım hakkı ihlal ediliyor” dedi.